Sigorta Şirketi Hangi Durumlarda Sigortalıdan Rücu İster ? Rücu itirazı nasıl yapılır ?



sigorta rücu itiraz

Sigorta rücu talebine cevap veya itiraz dilekçesi için önce aşağıdaki açıklamaları okuyun.

Sigorta rücu talebine itiraz için burayı tıklayın.

Sigorta şirketleri; sigortalılarına hasar ödemesi yaptıktan sonra, onların yerine geçer.

Hasarın oluşmasına neden olan kişiden, bu ödenen hasarın tazmini yoluna gider.

(Sigortacı haksız rücu yapmış ise itiraz edebilirsiniz. Trafik kazasında kusura iki yıl içinde itiraz edilebilir.

Sonrasında sizde değer kaybı talebinde bulunabilir, hasar farkı ve ikame araç zararı için talepte bulunabilirsiniz.)

Eğer hasara sebebiyet veren bir üçüncü kişi ise ve bunu sigorta şirketi ispatlarsa, ödediği tazminat tutarını

kendisine geri ödemesi için bu kişiye rücu davası açar.


Sigorta şirketleri size haksız olarak rücu davası açmış veya İcra takibi yapmış ise uzman görüşü alarak itiraz edebilirsiniz.

Rücu edilen tutar bazen yüksek olmaktadır.Bunun düşürülmesi hatta iptali mümkündür.

Bilgi için aramaktan çekinmeyin.


Sigorta şirketlerinin rücu yaparak mağdura ödediği tutarı sizden istemesi veya size dava açabilmesi için kazanın oluşumunda ağır kusurunuzun olması gerekir.

Sigortacı aşağıdaki konularda rücu edebilir.

  1. Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,(tam kusur değil ağır kusur olmalı)
  2. İşleten, yetkili makamlardan izin almaksızın düzenlenen bir yarış için Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yapılması gereken özel bir sigortanın yapılmamış olduğunu biliyorsa veya gerekli özeni göstermesi halinde bilebilecek durumda ise,
  3. Tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyete sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sonucunda meydana gelmiş ise, (Kazanın özellikle ehliyetsiz olmanın etkisi ile olduğu sigortacı tarafından ispatı gerekir.)
  4. Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa,(Kazanın alkolün etkisinde olduğunun sigortacı tarafından ispat edilmesi gerekir.)
  5. Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,(Kazanın münhasıran istiap haddinden ileri gelmesi etkisi olması gerekir ve ispatı sigortacı üzerindedir.)
  6. Sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleşmesi halinde, B.1 maddesinde belirtilen. (beş gün içinde ihbar, koruma ve kurtarma önlemleri alma, bilgi ve belgeleri gecikmeksizin verme, açılan davayı duyurma, başka sigorta sözleşmeleri varsa bunları bildirme) yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
  7. Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gaspedilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında işletenin kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
  8. Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin,  tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,

    Bütün bu durumlarda sigortacı, sigortacısına (işletene) karşı dönme (rücu) hakkını kullanabilecektir.

Ağır Kusur Sayılmayan Haller:

Kırmızı ışıkta geçme, uygun olmayan zeminde ani fren yapma, hatalı sollama, ters yoldan gelme ,mıcırlı yolda hızını kesmeme, kavşaklara ve dönemeçlere hızla girme, geçme yasağına uymama, uykusuz ve yorgun uzun süre araç kullanma gibi durumlarda,

kaza yapan sürücü yüzde yüz (tam kusurlu) olsa dahi ve %100 veya 8/8 kusurlu kabul edilse dahi

"dikkatsiz ve tedbirsizce, kurallara ve yasaklara aykırı" 

olarak araç kullanma kapsamında olup, kasıtlı veya kasta yakın bir ağır kusur sayılamaz.


Araç Hasarlarında Zamanaşımı Süresi:

2918 sayılı KTK'nun 109. maddesi 1.fıkrasına göre araç hasarlarında zamanaşımı (2) yıldır. Yargıtay kararlarında, araç hasarının yanı sıra, aynı olayda ölüm ve yaralanma da varsa, uzamış ceza zamanaşımının araç hasarına da uygulanacağı görüşü benimsenmiştir.


Ölüm ve Yaralanmalarda Zamanaşımı Süresi:

2918 sayılı KTK'nun 109. maddesi 2.fıkrasının ve Trafik Sigortası Genel

Şartlan C.8 maddesi 2.fıkrası gereği 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 66'ncı maddesi 1.fıkrası (d) bendine göre, zamanaşımı süreleri bir ölü dahi olsa (15) yıl, (e) bendine göre bedensel zararlarda (8) yıl, aynı olayda hem ölü ve hem yaralı varsa (15) yıldır.


Dönme (Rücu) durumunda Zamanaşımı:

Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı dönme hakları KTK.109./4 maddesi ve Sigorta Genel Şartlan C.8/4 maddesine göre, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak (2) yılda zamanaşımı na uğrar.


Zamanaşımının Kesilmesi:

KTK.109/3 maddesi ve Sigorta Genel Şartlan C.8/3 maddesi gereğince zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.


Çözüm için iletişim bölümünden bizimle irtibata geçin.
Sigorta poliçesinin sahibi, poliçenin teminatları ve klozları dahilinde, hasarını sigorta şirketinden alır. Sigorta şirketi bu aşamada, ilgili hasarın oluşma sebeplerini araştırır. Eğer kusur sigortalının kendisinde ise, zaten yapacak bir şey yok. Hem hasarı ödeyip, hem de sigortalıdan bunu geri talep edemez. Tabii bazı istisnai durumlar da vardır ki, yazının sonunda değineceğim.

Eğer hasara sebebiyet veren bir üçüncü kişi ise ve bu durum bir şekilde ispatlanabiliyorsa, sigorta şirketi, ödediği tazminat tutarını kendisine geri ödemesi için bu kişiye rücu davası açar.

Burada daha iyi anlaşılması için şöyle düşünülebilir. Eğer bir sigorta poliçemiz olmasaydı, zararımıza neden olan ve bu zararı karşılamasını isteme hakkımız olan bir kişi varsa, biz bu kişiden bize verdiği zararı ödemesini isteyecektik. Sigorta şirketleri işte bizim bu süreci üzerimizden devralır. Bize vadettiği şekilde hasarımızı öder, fakat sonra bizim yerimize, hukuki süreci başlatır.

Aracımıza biri gelip çarparsa ve çarpan da resmi olarak belli ise, biz hasarımızı kasko poliçemizden tazmin ederiz, daha sonra kasko poliçemiz bize çarpan kişiden bu hasar tutarını talep eder. Bizim kasko şirketimizin talebini de, karşı tarafın trafik sigortasını düzenlemiş olan sigorta şirketi karşılar. Eğer olur da karşı taraf trafik sigortasını yaptırmamış olursa, o zaman da bu ödenmesi gereken parayı, direkt araç sahibi kendi cebinden ödemek durumundadır.

Trafik sigortalarının zorunlu poliçeler olmasının sebebi de bundan dolayıdır. Çarptığımız kişinin kaskosu olmayabilir. Bizim de, o aracın hasarını karşılamaya yetecek kadar paramız olmayabilir. Bu durumda, çarptığımız kişinin mağduriyet yaşamaması için, trafik sigortamızı yaptırmış olma zorunluluğumuz vardır.

Yazının başında belirttiğim istisnai durumların en önemli örneklerinden birini bu aşamada verebilirim. Alkollü araç kullanmak. Eğer alkollü olarak bir arabaya çarpmışsak, bizim trafik sigortamız, yine karşı tarafın mağdur olmaması için onun hasarını öder. Fakat daha sonra, ödediği bu hasar tutarını bize rücu eder. Aynı durum, eğer aracı kullanan kişinin ehliyeti yoksa da benzer şekilde olacaktır.

Rücu sistemi yangın poliçelerinde de çok sıklıkla yaşanmaktadır. Üst katta patlayan bir su borusunun bizim evimize verdiği zararı, konut sigortamız öder, sonra hasara sebebiyet veren üst kat komşumuza rücu eder. Eğer üst katında bir konut poliçesi varsa ve sorumluluk teminatları da poliçe kapsamında verilmişse, sigorta şirketleri birbirleri arasında süreci tamamlarlar.

Son olarak ortak alanlarla ilgili kısma değinmek istiyorum. Apartmanlarda tüm dairelerin ortak kullanımında olan bölümler vardır. Ortak alanlar dediğimiz bu alanlardan kaynaklanan hasarlar ise tüm dairelerin ortak sorumluluğunda olacaktır.

Örneğin, en üst kattaki daireye, çatıdan meydana gelen bir dahili su hasarında, evin konut sigortası zararı karşıladıktan sonra, apartman yönetimine rücu eder. Bu durumda tüm daireler, bu zararı ortak olarak ödemek durumundadırlar. Buna zarar görüp de tazminat ödemesi alan daire de dahil olacaktır.

Apartman yönetimleri, ortak alanlarda oluşacak hasarlara ve yine bu ortak alanlardan kaynaklanıp, apartman yönetimine rücu edilebilecek hasarlara karşı, ortak alanlar sigortası yaptırabilmektedirler.

Bir sigorta poliçesi alırken, sigortalattığımız kıymet kadar, onun kusurundan dolayı oluşabilecek hasarlara karşı sorumluluğumuzu da teminat altına almayı unutmamalıyız. Aksi halde, hiç ummadığımız maddi zararlarla karşı karşıya kalabiliriz.