NAKLİYE HASARLARI SİGORTA TAZMİNAT HESABI - SİGORTA ŞİRKETİNİN TAŞIYICIYA RÜCU HAKKI

nakliye hasar tazminat talebi ve sigorta rücu davası


Taşıtan; araçtaki malı sigortalasa dahi sigorta oluşan hasar tazminatını öder ve araç sahibi ile taşıyan şöföre rücu eder.
Bu durumda ;
 


Mal ,emtia taşımalarında ;
Gönderen veya alıcı zararın karşılanmasını istemesi için öncelikle malın ziya, hasarı veya geç teslimi hakkında taşıyıcıya ihbarda bulunması gerekir.
Bu yapılmadığında taşınan emtianın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır.(TTK m.889)
TTK m.889 a göre dış görünüşten anlaşılan ziya ve hasarlarda durumu teslim anına kadar yazılı olarak ihbar etmelidir.
Anlaşılamayan zararlarda ise bildirim süresi teslimden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır.
Teslim süresinin aşılmasında ise (taşınan aracın kaza vb olması) bildirim süresi teslim tarihinden itibaren 21 gündür.


Taşınma eşyası ev veya ofis taşımalarında zarar;
TTK m.900 göre taşınma eşyasındaki zararın talep edilmesi için ihbar eşyanın ziya veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa en geç teslimi izleyen 3 iş günü içinde; 

Açıkça zarar anlaşılamamış ise en geç teslimi izleyen 14 gün içinde taşıyıcıya ihbar edilmelidir.(İhbarın yazılı olma şartı yoktur ama ayrıca Ptt ile taahhütlü ihbar yapılması ispatı kuvvetlendirir). Bu ihbarlar yapılmaz ise zararın istemi sona erer.(TTK m. 900)


Eşya taşımalarında taşıyıcının borcu, sözleşmede kararlaştırılan eşyayı varma yerinde gönderilene teslim etmektir [TTK m. 850/1]. Taşınma eşyası taşımasında yükümlülüğe ek olarak, taraflar aksini kararlaştırmadıkça, taşınma eşyasının, sökülmesi ile taşınan yerde tekrar kurulması ,yüklenmesi ve boşaltılması da taşıyıcıya aittir.
Gönderenin tüketici olması durumunda taşıyıcı, taşınma eşyasının uygun ambalajlanması ve işaretlenmesiyle de yükümlüdür (TTK m. 895).
Fakat evin tavan, taban, duvar gibi sabit alanlara sabitlenmiş (sabit halı, kilim, perde, kombi, şofben vb) eşyaların sökümü ve kurulması kapsam dışındadır.


Genel eşya taşımalarında taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarı, zıya ve hasarda gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 ÖÇH(TCMB'ca belirlenen değer) taşıma süresinin aşılması durumunda ise taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır (TTK m. 882)



Zamanaşımı;
Taşınma eşyası taşımalarında özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiş olmakla beraber taşınma eşyasında meydana gelen her türlü zararlar için zamanaşımı süresi bir yıldır [TTK m. 855/1].
Hasarın taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışından kaynaklaması durumunda ise zamanaşımı süresi üç yıldır [TTK m. 855/5]


Emtia Hasarları (Kara, Hava, Demiryolu) ödenmesi için gerekli olan belgeler aşağıdadır.
a. Sigorta poliçesi fotokopisi
b. Mal faturaları
c. Hasara ilişkin yazılı tazminat talep ve beyanı
d. Hamule senedi, konşimento ( yurtdışı taşımaları )
e. Sevk irsaliyesi ( yurt içi taşımacılık )
f. Tutanak ( Kamyon şoförünün imzası olmalı )
g. Gümrük rezerv tutanağı ( Gümrükte hasarlı ise )
h. Gümrük beyannamesi
i. Hasar kaza sonucu olmuş ise, trafik kaza tutanağı, ehliyet ve ruhsat fotokopisi
j. Hasara ilişkin yazılı tazminat talep ve beyanı
k. Nakliyeciye çekilmiş protesto yazısı (varsa)
l. Hasar fotoğrafları


Örnek Yargıtay kararları;

11. Hukuk Dairesi         2015/10599 E.  ,  2016/5173 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ....... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2015 NUMARASI : 2014/455-2015/482

"...Taraflar arasında görülen davada ........ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/05/2015 tarih ve 2014/455-2015/482 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline ait 1988 model .... tanıtma işaretli helikopterin davalı şirkete ait nakliye aracına şirket çalışanının gözetiminde yüklendiğini, helikopterin İ....-S... arasında 34 ... 32... çekici ve 34 ... 97.... dorse ile taşındığını, helikopterin varış yerinde yapılan muayenesinde ambalajlama ve güvensiz taşıma hatası nedeni ile camlarında ve kaportasında hasar oluştuğunun tespit edildiğini ayrıca helikopterin hasar tutarının 100.000,00 USD olduğunun belirlendiğini, üstelik oluşan hasar nedeni ile helikopterin %30 civarında değer kaybının olacağını ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında talebini 25.000,00 USD olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; oluşan hasarın yetersiz ambalajlama ve yüklemeden kaynaklandığını, taşımadan kaynaklanan bir hasarın meydana gelmediğini, yükleme ve istiflemeden dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davaya konu hasarın göndericinin malları araca uygun şekilde yüklememesinden, istif ve sabitleme aparatlarının yanlış kullanımından ve ambalajlamayı yapmamasından kaynaklandığı, hasarın oluşumunda asli kusurun göndericide olduğu, davalı taşıyıcının sorumluluğunun ise hasarın oluşumunda asli ve fiili katkısı olmaksızın nezaret borcuna aykırı bir şekilde ihmali davranışla oluşan tali bir kusur olduğu ve taşıyıcının % 25 oranında müterafik kusurlu olabileceği, hasar miktarının 100.000 USD olarak belirlendiği, davalı taşıyıcının % 25 müterafik kusur oranı dikkate alındığında sorumlu olunacak bedelin 25.000 USD olarak tespit edildiği, bu miktarın CMR 23/3 maddesine göre belirlenen üst sorumluluk dahilinde kaldığı, ancak bozma sonrası davacı tarafında yapılan ıslaha davalının muvafakat etmediği ve bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yıllık %15 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından ıslahla arttırılan fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."


11. Hukuk Dairesi         2014/639 E.  ,  2014/13488 K. MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 33. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2013 NUMARASI : 2011/316-2013/213

"...Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 33. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/09/2013 tarih ve 2011/316-2013/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. V. C. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde 32712634 nolu nakliyat, emtia sigorta poliçesi ile sigortalanan K..A.Ş. tarafından ithalatı gerçekleştirilen komple soğutma ve havalandırma donanımının nakliyat rizikolarına karşı sigortalandığını, söz konusu malın İtalyadan Türkiye-İzmir'e nakliyesinin davalılar tarafından karayolu ile gerçekleştirildiğini, davalılar tarafından gerçekleştirilen taşıma sonucunda söz konusu tesisatın nakliye esnasında hasar gördüğünün anlaşıldığı ve bunun tutanakla tespit edildiğini, gerçekleşen riziko sonucu yapılan sigorta ekspertiz incelemesi ile tespit edilen hasar bedeli 52.959 TL'nin 09.04.2010 tarihinde davacı şirket tarafından ödediğini ve kanuni halefiyete hak kazandığını, taşıyıcı davalıların bu hasardan sorumlu olduğunu, CMR konvansiyonu 17/1 hükmü gereğince taşımacı yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasarlardan sorumlu olduğunu, CMR 34 gereği taşımacıların müteselsil sorumluluğu olduğundan 36. Madde uyarınca aleyhlerine aynı zamanda dava açmanın mümkün olduğunu belirterek 52.959 TL'nin 09.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı S. A. Nakliyat ve Tic. A.Ş vekili; davaya konu edilen taşımanın diğer davalı şirket tarafından ifa edilmiş olması nedeniyle müvekkiline karşı husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, öncelikle davacının dava açma ehliyetini ispatlaması gerektiğini, davacının iddia ettiği hasarın vukuunda dahi müvekkile atfedilecek kusur bulunamadığını, hasar ile ilgili tanzim edilen eksper raporunda hasarın sebebi olarak emtianın özelliğine ve güvenliğine uygun seyir yapılmadığı gösterilmekte ise de bu hususla ilgili olarak taşımaya konu edilen emtianın özel şekilde taşınması gerekiyorsa bunun mutlaka taşıyıcıya dava dışı sigortalı tarafından önceden bildirilmesi gerektiğini, eksper raporunda malın ambalajlanmadığını, dava dışı sigortalı şirketin emtianın ambalajsız olarak taşınmış olması sebebiyle ortaya çıkacak her türlü riski taşımaya başlamadan önce almış olması gerektiğini, davacı tarafından uğranılan zararın ispatına yönelik hiçbir açıklamanın yapılmadığını ve belge ibraz edilmediğini, CMR'nin 23. maddesi uyarınca hasarlı emtiadan doğan tazminat tutarının kilogramı başına 8.33 SDR/KG ile sınırlı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, zararın tazmin sorumluluğunun fiili taşımanın diğer davalı şirket tarafından yapılmış olması nedeniyle o şirket ve onun CMR sigortasında olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı E. Uluslar Arası Nak. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili; davada öncelikle davacının ödeme yaparak haklarına halef olduğu sigorta 4 şirkete yapılan ödemenin sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış ve geçerli bir ödeme olduğunu ispatlaması gerektiğini, söz konusu poliçede açıkça emtianın cinsine, ağırlına ve özelliklerine uygun olmayan istifleme ve/veya sabitlemeden dolayı meydana gelebilecek ziya ve hasarların teminat kapsamına girmediğinin hüküm altına alındığını, davaya konu olayda hasarın taşıması, yapılan ünitelerin ambalajlarının yapılmamış olmasından, istiflemedeki hatalardan kaynaklandığı sabit olmakla meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında kaldığı hususunun dikkate alınması gerektiğini, davacının teminat kapsamı dışında kalan hasar sebebiyle sigortalısına yaptığı ödemenin "hatır ödemesi" olduğunu, bu nedenle bunun müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, CMR konvansiyonu açısından müvekkilinin hasardan sorumlu olmadığını, CMR. m. 17/4-b bendinde ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların hasarından taşıyıcının sorumlu tutulmayacağı hususunun hükme bağlandığını, davaya konu olayda hasarın kaza veya taşıyıcıya atfedilecek bir sorundan kaynaklandığının ispat edilemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının sigortalısı K. A.Ş'ne ait emtianın İtalya'dan Türkiye'de İzmir'e karayolu ile nakliyesi hususunda davalı S. A.Ş. ve diğer davalı arasında süre gelen cari hesap ilişkilerine göre sözleşme yapıldığı, söz konusu emtianın taşıması sırasında nakliyattan kaynaklanan rizikolara karşı davacı şirket tarafından sigortalandığı, söz konusu emtianın davalı E. LTD elemanı olan 35 EK 611 plakalı araç şöförü idaresinde varış yeri olan İzmir'e ulaştığı ve dava dışı sigortalının yaptığı kontrolde nakledilen emtianın hasarlanmış olduğu hususunun sabit olduğu, hasar yönünden eksper firmasına inceleme yaptırılarak hasarın toplam tutarının 52.959 TL olduğunun belirlendiği, yine eksper raporunda hasarın emtianın özelliğine ve güvenliğine uygun seyir yapılmaması, fren ve/veya manevra sırasında ünitelerin birbiriyle temas etmesi sonucunda oluştuğunun belirlendiği, bilirkişi kurulu raporunda açıklandığı üzere asıl taşıyıcı olan davalı Schenker ile alt taşıyıcı olan E. Ltd'nin taşımadan dolayı oluşan hasarlardan CMR nin 3 ve17.maddeleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, her ne kadar davalı E. vekilince oluşan hasarın yanlış ambalajlama ve istiflemeden kaynaklı olup bu yönden uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini ve CMR nin 17/4-b ve 17/4-c hükümleri gereği hasarın yanlış ambalajlama ya da uygun istiflememeden kaynaklı olması nedeniyle sorumlu tutulamayacakları iddia edilmiş ise de bilirkişi raporunda açıklandığı üzere hasar sonrası düzenlenen eksper raporunda hasarın CMR 17/4-b ve 17/4-c maddelerindeki ambalajlamama, hatalı ambalajlama ya da istiflemeden kaynaklı olmayıp, emtianın özelliğine ve güvenliğine uygun seyir yapılmaması, fren ve/veya manevra sırasında ünitelerin birbiriyle temas etmesi sonucu oluşmasına yönelik tespitler nedeniyle davalıların CMR 17/4-b ve c hükümlerinden yararlanamayacağı, 17/4-b ve c kapsamında uzman bilirkişiden teknik yönden inceleme yaptırılıp rapor alınsa dahi bu hususun davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı S. A. Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin olmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak; somut olayda sigortalı emtianın ambalajsız bir şekilde araca yüklenmiş olduğu sabit olup, davacı yan emtianın ambalaj yapılamayacak ölçüde büyük bir hacme sahip olduğunu, hasara sebebiyet veren nedenin emtianın ambalajsız oluşu değil, eşyanın özelliğine uygun ve dikkatli taşınmaması olduğunu, davalı yan ise emtiadaki hasarın ambalaj, yükleme ve istifleme hatasından kaynaklandığını savunmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle konusunda uzman bilirkişi marifetiyle somut olayda emtiadaki hasarın neden kaynaklandığı hususunda teknik inceleme yaptırılması, hasar nedeni tespit edildikten sonra ise söz konusu hasarın poliçe teminat kapsamında olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı S. A. Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin pasif husumete yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay HD 11 E: 2006/8135 , K: 2007/10477 , T: 09.07.2007

* TAŞINAN EMTİANIN ZARARA UĞRAMASI SİGORTACININ RÜCU DAVASI
* TAŞIMA NAKLİYEDE KAYIP VE HASAR

"Taşıyıcı, kural olarak eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde meydana gelen kayıp ve hasardan sorumludur. Ancak, zarar gönderen veya gönderilenin fiilinden yahut verdikleri emir ve talimattan kaynaklanmış ise taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.

Yükleme ve istifleme gönderene ait olsa bile taşıyanın nezaret etme yükümlülüğü vardır. Aksi halde, müterafik kusurunun varlığı kabul edilmelidir.
(6762 s. TTK. m. 781, 785)
...
Davacı vekili, yapılan anlaşma üzerine davalının müvekkilinin müşterisine ait emtiayı İzmir'den İstanbul'a taşıdığını, emtianın araç içinde devrilerek hasarlandığını, sigorta şirketinin müvekkiline karşı dava açtığını, bu davada sulh yoluna başvurarak ödemede bulunduğunu, davalının asıl taşıyan olarak sorumlu olduğunu ileri sürerek, 15.000.000.000 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dışı sigorta şirketiyle aralarındaki davayı ihbar etmediğini, esasen hasarın yükleme hatasından kaynaklandığını, davacının yüklemeyi gereği gibi yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, mürekkep emtiasının İzmir'den İstanbul'a taşınması işinin alt taşıyıcı sıfatıyla davalı tarafından yerine getirildiği, emtianın hasarlı taşındığı, hasarlı taşımaya ilişkin davalının katılımıyla tutanak düzenlendiği, üst taşıyıcı olan davacının dava dışı sigorta şirketine 15.000.000.000 TL ödeme yaptığı, rücu hakkının doğduğu, emtianın taşınmak üzere ihtirazı kayıtsız alındığı, hasarın taşıma sırasında meydana geldiği, yüklemeye ilişkin de bir çekincesinin ileri sürülmediği, esasen zararın yükleme hatasından kaynaklandığının ispat edilemediği, zararın belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 13.213.184 TL'nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
...
- Dava, taşınan emtianın zarara uğraması dolayısıyla ödemede bulunan üst taşıyıcının, ödediği tazminatın alt taşıyıcıdan rücuan tahsili istemine ilişkindir. Ancak, hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı gibi, esas alınan bilirkişi raporu da uyuşmazlığı çözmeye elverişli değildir. TTK.nun 781. maddesi uyarınca taşıyıcı, kural olarak eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde meydana gelen kayıp ve hasardan sorumludur. Ancak, kayıp veya hasarın, anılan maddede sayılan nedenlerden birinden kaynaklandığını ispat etmesi halinde de bu sorumluluktan kurtulması mümkündür. Açıklanan nedenlerden biri de hasarın, gönderen veya gönderilenin fiilinden yahut verdikleri emir ve talimattan kaynaklanması halidir. Öte yandan, alt taşıyıcı hasar ve ziyadan dolayı ancak gerçek zarar ile sorumludur. Üst taşıyıcının taşıtana veya onun sigortacısına ödediği tazminat miktarının, rücu edilebilecek üst sınır dışında bir etkisi yoktur.
Somut olayda, davalı alt taşıyan vekili, hasarın istif ve yükleme hatasından kaynaklandığını, müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını savunmuştur. Gönderen firmanın personeli davacı tanığı yüklemenin usulüne uygun yapıldığını açıklamıştır. Yükleme ve istifleme gönderene ait olsa bile davalı taşıyanın yükleme ve istiflemeye nezaret yükümlülüğü mevcut olup, bunun ihlali halinde müterafik kusurunun varlığı kabul edilmelidir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasarın yükleme hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususu irdelenmemiştir.

Öte yandan, TTK.nun 785. maddesi uyarınca ziyadan doğan tazminat, taşıma senedine geçirilen değere, taşıma senedinde değer gösterilmemiş ve fakat taşıyıcıya bildirilip onun tarafından kabul edilmiş bir değer mevcut ise ona, böyle bir değer bulunmadığı takdirde aynı cins ve vasıftaki eşyanın gönderilene teslim edileceği yerdeki değerine göre tayin olur. Şu kadar ki; tazminatın piyasa değerine göre tayin edildiği hallerde zıya dolayısıyla ödenmemiş bulunan gümrük resmi, taşıma ücreti ve sair masraflar piyasa değerinden indirilir.
Hasardan doğan tazminat ise, ancak eşyanın gönderilene teslim edileceği yerde hasardan önceki değeri ile hasardan sonraki değeri arasında mevcut farka göre tespit edilir.
Davalının imzasının bulunduğu tutanakta matbaa mürekkeplerinin devrik ve hasarlı olduğunun açıklanması ile yetinilmiş, ayrıca bu haliyle bulunduğu kaplar fotoğraflanmıştır. Mürekkep emtiasının bu haliyle tamamının zayi olduğunun kabul edilip edilmeyeceği, sovtajının olup olmayacağı incelenmemiş, tazminatın tutarı anılan madde hükmüne göre değerlendirilmemiştir.
Bu durum karşısında, yükleme ve istifin gönderene ait olduğu kabul edilip, emtiadaki kaybın yükleme ve istif hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti, şayet bu nedenden meydana geldiği tespit edilirse gerekli uyarı ve denetleme görevi yapmayan davalının müterafik kusur oranının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğu zarar tutarının TTK.nun 785. maddesi hükmü dikkate alınarak değerlendirilmesi yönlerinde bilirkişi kurulundan ek rapor alınması veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.07.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."