Sigorta acentesi hatalı işlemlerinden müşterisine karşı sorumludur.

SİGORTA ACENTELERİ YÖNETMELİĞİ 

"Mesleki sorumluluk sigortası

MADDE 11 – (1) Acenteler, mesleki faaliyetleri nedeniyle verebilecekleri zararlardan sorumludur.(2) Müsteşarlık, birinci fıkrada yer alan sorumluluğun karşılanmasını teminen sigorta veya benzeri teminat şartı aramaya yetkilidir."

Bu nedenle sigorta acenteleri mesleki sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır.

Sigorta acentesi müşterisinin devam niteliğindeki poliçesini geciktirmiş ve zarar meydana gelmiş ise bu zarardan sorumludur. 

Ayrıca poliçe süresi içinde sigortalıya sözleşmeden sonra önemli sayılacak hususları (TTK 1423/1 gereği )yazılı olarak bildirmelidir.(sms vb yöntemler sorunu çözmez ttk bu maddesi koruyucudur. Yönetmelik ile değiştirilemez. (Dask teminatı veya çevre şehircilik m2 birim maliyeti arttığında ve poliçenin eksik sigortaya düşmesi gibi ) bunun sonucunda sigorta ettirenin zarar görmesi sonucunda sigorta acentesi sorumlu olacaktır.

Bu sonuç karşısında acente sorumluluk sigortası devreye girer.


Yargıtay HGK 15.6.2021, E.2017/1090, K.2021/770: 

“…….Görüldüğü gibi, TTK’nın 105/2. maddesine göre; acentelikte bulunduğu veya akdettiği sözleşmeden doğan uyuşmazlıktan dolayı ilgili kişilerin acente aleyhine (müvekkili namına) dava açması mümkün bulunmaktadır. Eş söyleyiş ile; bu tür davalarda esas sigorta şirketine izafeten acente aleyhine dava açılabilir ve asıl şirkete izafeten acente aleyhine karar verilebilir. Çünkü acenteler imzaladıkları ya da aracılık yaptıkları sözleşmeleri kendi nam ve hesaplarına değil, acentesi bulundukları kişi adına düzenlerler. Dolayısıyla kural olarak, bu sözleşmelerden dolayı sorumlulu kları yoktur (ULAŞ, Işıl.: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012, s.22, 23). 

     Poliçeyi düzenleyen acentenin tazminattan sorumlu tutulabilmesi için poliçenin düzenlenmesinde, primin tahsilinde ya da sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödememesinde şahsi kusurunun bulunduğunun iddia edilip ispatlanmış olması gerekmektedir (ULAŞ, 20). 

Eldeki dava, sigorta acentesinin şahsi kusuruna dayanılarak açılmış, davacı kendisine yöneltilen haksız eylem sonucu zarara uğradığını iddia etmiştir. Davacının, acentenin şahsi kusuru nedeniyle talepte bulunduğu noktasında Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. İhtilaf, acentenin akdettiği sözleşmeden kaynaklanmayıp, acentenin kişisel kusuru na ve haksız fiiline dayandırıldığından, bu iddia dolayısıyla açılan davanın doğrudan acentenin kendisine yöneltilmesinde de bir usulsüzlük bulunmadığından, yerel mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. 

     Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA….”


Ayrıntılı bilgi için İnönü üniversitesi hukuk dergisi 103-113 sf. (2023)

Yıl 2023, Cilt: 14 Sayı: 1, 103 - 113, 30.06.2023 Metin KIRATLI  Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı 


Risk gerçekleştiğinde sigortacı, sigorta acentesinin mesleki faaliyet sonucunda neden olduğu zararı, poliçede var ise avukatlık ücretlerini ve yargılama giderlerini de karşılar.


Bu sonuç karşısında acente sorumluluk sigortası devreye girer. 

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.