4. Hukuk Dairesi         2022/7136 E.  ,  2022/9439 K.   “İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kısmen kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının kabulüyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R

Davacı vekili; kaza tarihi itibariyle trafik sigortası bulunmayan aracın davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 11 oranında malul kaldığını, davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 17/06/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 81.512,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacıya 31/12/2020 tarihinde yapılan 79.138,00 TL'lik ödemeyle sorumluluklarının son bulduğunu, davacının kask takmama nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kısmen kabulü ile 69.458,00 TL sürekli işgücü kaybı, 5.225,00 TL geçici işgöremezlik ve 2.532,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 77.215,00 TL'nin 20/01/2021'den işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının kabulüyle UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüne ve 16.007,00 TL sürekli işgücü kaybı, 5.225,00 TL geçici işgöremezlik ve 2.532,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 23.764,00 TL'nin 20/01/2021'den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, 02/02/2002 doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 17 yıl 9 ay 2 günlük olan davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranını, 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleyen 02/11/2020 tarihli uzman doktor heyeti raporunda, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi hakkında Yönetmelik'in 11/6. maddesindeki düzenleme de dikkate alındığında usulünce maluliyet belirlenmiş olmasına ve bu raporun karara esas alınmasında isabetsizlik görülmemesine; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen 16/06/2021 tarihli uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinin yerinde görülmesine; davacının müterafik kusurlu sayılmasını gerektirir somut neden bulunmadığı için, bu nedenle tazminattan indirim yapılmayışının yerinde görülmesine; uzman doktor heyetinin düzenlediği raporla saptanan iyileşme süresine ilişkin geçici işgöremezlik zararının ve geçici bakıcı ihtiyacından doğan zararın trafik sigortasının teminatı kapsamında olmasına; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1426/1. maddesi gereği, zararın kapsamının belirlenmesi için davacı tarafından yapılan makul gider niteliğindeki rapor ücretinden davalı sigortacının sorumlu olmasına; davacı için maktu vekalet ücretine karar verildiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Diğer yandan; Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK'nın 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir" bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.
Somut olayda; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen 12/10/2021 tarihli aktüer ek raporunda; TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre ve % 1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise "devre başı ödemeli belirli süreli rant" yöntemi kullanılarak tazminat hesabı yapıldığı görülmektedir. Dairemizin içtihatları gereği hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu'nun ve progresif rant tekniğinin kullanılması gerektiğinden, İHH kararına esas alınan rapor yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan nedenlerle; davacı için, TRH 2010 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından "progresif rant" formülü kullanılarak, davalının davadan önce ödediği bedelin güncellenmiş tutarı da düşülmek suretiyle sonuç tazminatın hesaplanması için aktüer bilirkişiden alınan 16/06/2021 tarihli kök rapora göre (davacı yanın temyiz talebindeki beyanıyla bağlı kalınarak) karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 230,31 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 27/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


4. Hukuk Dairesi         2022/3314 E.  ,  2022/9272 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen aracın davacıların desteği ve yaya olan ...'a çarparak ölümüne neden olduğunu, bu olay nedeni ile davacıların desteklerinin gelirinden yoksun kaldıklarını belirtip 3.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ... için 92.889,50 TL, davacı ... için 40.722,51 TL olmak üzere toplam 133.612,01 TL’nin dava tarihi olan 03/07/2012 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara ödenmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine 17.Hukuk Dairesi’nin 24/09/2018 tarihli 2015/15102 esas 2018/8081 karar sayılı ilamında özetle, "Mahkemece hükme esas alınan 02.06.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda; davacı çocuğun 9 yaşında oluşu ve ileride eğitim durumunun ne olacağının tespiti mümkün olmaması nedeniyle, desteğin, davacı çocuk Buse’ye 25 yaşına kadar destek olacağı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dairemizin yerleşik ve kabul gören uygulamasına göre, yüksek öğrenim görme durumu bulunmayan halde, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının 18 yaşına kadar; yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı şekilde davacı ... için 22 yaşında evleneceği göz önüne alınarak bilirkişiden bu yönde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı ve yanılgılı değerlendirme sonucu bu davacı yönünden bilirkişi raporunun 25 yaşa kadar destek olacağının kabulü biçimindeki görüşüne göre karar verilmesi doğru görülmediği, dava tarihinin 03.07.2014 olmasına rağmen, mahkemece, faiz başlangıç tarihi olarak 03.07.2012 tarihi yazılarak hüküm kurulması da isabetli olmadığı" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 92.889,50 TL, davacı ... için 40.722,51 TL olmak üzere toplam 133.612,01 TL tazminatın dava tarihi olan 03/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay (Kapatılan 17. Hukuk Dairesinin 19/11/2020 tarih, 2019/5016 esas 2020/7374 karar sayılı bozma ilamında özetle; “02/06/2015 tarihli
rapor yönünden davalı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere, 02/06/2015 tarihindeki verilere göre davacı ... için 22 yaşında evleneceği göz önüne alınarak rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi doğru olmamıştır” şeklindeki gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece 02/06/2015 tarihindeki verilere ve davacı ...’nin 22 yaşında evleneceği kabul edilerek alınan ek bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 92.889,50 TL, davacı ... için 40.722,51 TL olmak üzere toplam 133.612,01 TL tazminatın dava tarihi olan 03/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 19/11/2020 tarih, 2019/5016 esas 2020/7374 karar sayılı bozma ilamı sonrasında alınan 10/06/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda maddi hata yapılmıştır. Raporun 3. sayfasında ... için aktif ve pasif dönem zararı toplamı 180.653,08+461.388,75=642.041,83 TL olması gerekirken, sehven 180.653,08+642.041,83=822.694,91 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı ... yönünden gerçek zararın, 642.041,83 TL üzerinden %30 kusur oranı ve %20 destek payı hesaplanarak 38.522,46 TL olması gerekirken sehven toplama hatası yapılarak 40.722,51 TL destek zararı hesaplanmış ve bu miktara hükmedilmiştir. Karardaki bu yanılgı bozma sebebi ise de; yargılamadaki makul süre ve dosyanın safahatı dikkate alınarak bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3, 4. ve 5. bentlerinin de 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "40.722,51" rakamının karardan çıkarılarak yerine "38.522,46" rakamının yazılmasına, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “763,03” rakamının karardan çıkarılarak yerine “750,43“ rakamının yazılmasına, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “16.643,14” rakamının karardan çıkarılarak yerine “16.368,97“ rakamının yazılmasına, hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “12.631,86” rakamının karardan çıkarılarak yerine “12.955,80“ rakamının yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.